lacivert'in anayasası

yeni anayasa tartışmaları başladı tekrardan. özgürlük, eşitlik, adalet, mülkiyet gibi konularda herhangi bir fikir telakkisi ya da faydalı bir söylev yok. bildiğin türk tartışması işte.. hem de faydasız..

iktidar kendi tabanının ağzına bir parça bal sürme telaşında, muhalefet ise buna mani olup kendi tabanına “bakın yaptırmadık!” demenin. yani bu kadar sığ bir tartışmanın ortasında kalmış ve özgürlüğü türbanla, eşitliği sadece kendi tabanıyla, adaleti kendi menfaatleriyle, mülkiyeti ise iktidar ve yandaşları kalıbına sokmaya çalışarak veyahut bunları engelleyerek geçiriyoruz. gönül isterdi ki bu süreç, emperyalizmin etkisinden uzak, “türban: özgürlük” değil de proudhon-krokopotkin-godwin vs locke-janjakruso-hobbes'un özgürlükle ilgili görüşleri perspektifinde ele alınabilseydi.

adaleti yarın için darbe yapmaya çalıştığı iddia edilenlerden önce, o darbeyi yapmış ressamlara(!) sağlayabilseydi eşitliği sadece kendisi için oy potansiyeli olanlarla sınırlamayıp, vergisini hatta ve hatta ülkesinin güvenliği için oğlunu bile feda eden diğerlerini de katabilseydi.. adaletin terazisini üçkağıtçı manav gibi bozuk tartıyla değil de gerekirse kendi aleyhine bile olsa doğru tartmasına izin vererek gösterseydi.. keşke, keşkeler ile yaşamasaydık.. artık benim için mecliste hepiniz birer keşkesiniz ve keşke sizle..

peki anayasa nasıl olmalı? hatta anayasa nedir? anayasa insanın kendisine yakışanı giymesidir! öyle halka böyle anayasa..! ve son olarak sizlere bir teşekkür borçluyum! iyi ki beni yanıltmadınız! iyi ki hiçbirinize oy vermediğim -hiçbir zaman vermeyeceğim- için pişman etmediniz beni..

yeşiller, kızıllar'dan sonra siyasete yeni bir soluk getirdiniz inanın..

hepiniz lacivertsiniz..!

(işbu yazıda orhan pamuk'un kar kitabındaki lacivert adlı şeyh'e en ufak bir gönderme yoktur..)

0 yorum:

Yorum Gönder

kamera stop..!

''yalnızlığıma kapalı gişeyim..!''

İzleyiciler

arşiv